Yeni Ödevlerin Bilgi Evi : WWW.SİVTURK.COM
Atatürk’ün bu ilkesinin ortaya koyduğu asıl gaye, dünya insanlığının tümünün barış ve huzur içinde yaşamasını temin etmektir. Adından da anlaşıldığı gibi Atatürkçü düşünce sisteminin temel taşlarından olan bu ilkenin amacı yurt içinde ve yurt dışında sürekli bir barış ortamının sağlanmasıdır. Dünya üzerinde huzur ve güven ortamının sağlanmasına Atatürk tarafından çok önem verilmiştir çünkü dünya barışı sonucu ortaya çıkan huzur ve güven ortamının da ülkelerin ve milletlerin gelişip kalkınmasına hizmet edeceği düşünülmektedir. Diğer bir deyişle dünya milletlerinin kalkınıp güçlenebilmesi ancak ve ancak dünya barışı sonucunda ortaya çıkabilecek huzur ve güven ortamı ile sağlanacaktır. Fakat bu anlayış “Her ne pahasına olursa olsun barış” düşüncesini temsil etmemektedir. Milli Mücadele döneminde de görüldüğü gibi,
Ülkenin güvenliğine el uzatıldığında yani ülkenin milli menfaatleri söz konusu olduğunda; milli bağımsızlığımız ve bütünlüğümüz sağlanıncaya, ülkemiz ve milletimiz adına arzuladığımız temel hedeflere ulaşıncaya değin mücadeleyi esas kılan ancak ülke menfaatleri temin edildiğinde barışa razı olunacağını ortaya koyan bir düşüncedir. Atatürk, dünyada hakiki manada bir barış ortamının kurulmasından yana olan ve savaşa neden olan unsurların tamamen ortadan kaldırılmadan kalıcı bir barışın sağlanamayacağını çok iyi bilen bir liderdi. Nitekim 1933 yılında ABD Cumhurbaşkanı Roosvelt’in
Cumhuriyet’in Onuncu Yıl Dönümü dolayısıyla Türk milletine yolladığı mesaja, Büyük Önder Atatürk’ün, “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesine atıfta bulunarak cevap vermesi bu konudaki anlayışının en büyük kanıtlarından biridir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin düşünsel ve fikri manada hedeflerini ortaya koyan ilkelerinden biri olan “Yurtta barış cihanda barış” ilkesi, insanlığın ve uygarlığın refahı ve ilerlemesinde en önemli etken kabul edilmelidir. Yukarıda izah etmeye çalıştığımız sebeplerden dolayı bu duruşun ve düşüncenin tüm dünya devletleri açısından bir siyaset unsuru ve duruşu olarak kabul edilip benimsenmesi, yine tüm insanlığın mutluluğu için şart olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle ülkemizde ve dünyada huzurun temini, vatandaşların güven duygusu içinde mutlu bir yaşam sürmesi, ancak ve ancak Atatürk’ün "yurtta sulh dünyada sulh" ilkesinin uygulamaya konulması ile mümkün olacaktır. Bu yüzden, milletlerarası anlaşmazlıklar, her şeyden önce barışçı yollarla çözüme kavuşturulmaya çalışılmalıdır.
Kaynak: www.ataturkinkilaplari.com – En Kapsamlı Atatürk Sitesi tarafından muhtelif TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Konulu Yardımcı Kitaplar ile Ders Kitaplarından derlenerek oluşturulmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder