Fıkhi Yorumlar
İslam’ın farklı şekillerde yorumlanması siyasi itikadi açıdan olduğu gibi ameli - fıkhî açıdan da olmuştur. Ameli - fıkhi yorumlar genellikle dinin ibadet, insan ile insan ve insan ile toplum arasındaki ilişkileri düzenleyen belirli ilkeler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Yorumların ve farklılıkların hiç birisi dinin özünde ve temel ilkelerinde olmamıştır.
Hz. Muhammed’in vefatından sonra dini sorunlara Kur’an ayetleri ve Hz. Peygamberin uygulamaları ile çözümler bulunuyordu. Fetihlerin artması, sorunların çokluğu ve yeni bir çok sorunun ortaya çıkışı, özellikle Hicri ikinci asırdan itibaren Müslümanları bazı konularda dini çalışma ve gayreti içerisine soktu. Giderek gelişen ve çoğalan İslam toplumunun sorunlarına çözüm bulmak için, gerekli dini düzenlemelerin yapılması şart olmuştu. Dinî uzmanlık gerektiren ve her biri farklı coğrafyalarda yaşayan insanların ortak bir noktada buluşmaları çok zordu. Din alanında belirli bir bilgi seviyesine ulaşmış kimselerin yaşadıkları bölgelerin sorunlarına çözüm bulmaya yönelik çabaları, Kuran ve sünneti temel alarak çalışma gayretleri olmuştur.
Böylece farklı bölgelerde, birçok din bilgini kendi görüş ve önerilerini söylemiş, daha sonra özellikle öğrencileri vasıtasıyla bu görüşler sistemleşerek kurumsal niteliğe (mezhep) dönüşmüştür. Hz. Muhammed, arkadaşlarından biri olan Muaz bin Cebel’i Yemen’e vali olarak göndermek ister. Hz. Muhammed: “Ey Muaz!, Sana halktan gelen olaylar karşısında ne ile hüküm ve karar vereceksin?” Muaz: “Önce Allah’ın kitabı olan Kur’an-ı Kerim ile...” Hz. Muhammed: “ Ya aradığını Kur’an’da bulamazsan?...” Muaz: “O zaman Allah Resulü’nün sünnetiyle hüküm veririm” Hz. Muhammed: “ Ya Muaz, onda da aradığın hükmü bulamazsan ne yaparsın?” Muaz: “O zaman ayet ve hadisler ışığında kendi görüşümle karar veririm.” demiştir. (Ebu Davud, Akdiye, 11.) Bu konuşmalardan, din bilginlerinin insanların sorunlarına çözüm bulmak amacıyla, ayet ve hadisleri yorumlayarak hüküm çıkarabileceklerini anlıyoruz. Ameli bakımdan farklı yorumların ortaya çıkışı mezhepleri doğurmuştur. Mezheplerin ortaya çıkışı, İslami düşüncedeki parçalanmışlığı ve zayıflığı değil, aksine zenginliği gösterir. Peygamberimizden iki asır sonra ortaya çıkan bu oluşumların birçoğu, görüşlerini benimseyenlerin azalması sonucu zaman içinde varlıklarını kendiliğinden kaybetmiştir. İslam düşüncesinde ortaya çıkan ve zamanımıza kadar etkinliğini sürdüren önemli başlıca ameli-fıkhi mezhepler, Caferilik, Hanefilik, Malikilik, Şafiilik ve Hanbeliliktir.
k: aoldershanesi.com