22 Mayıs 2014 Perşembe

Behçet Necatigil - (Kimdir Hayatı Nedir)

Behçet Necatigil, (d. 16 Nisan 1916, İstanbul - ö. 13 Aralık 1979, İstanbul)

Behçet Necatigil, 16 Nisan 1916'da İstanbul'da doğdu. Kastamonulu Babası Necati Efendi, annesi
Bedriye Hanım’dır. Hasta olan annesi, şair henüz iki yaşındayken vefat etti.
1936'da Kabataş Erkek Lisesi'nin edebiyat bölümünden birincilikle mezun oldu.İstanbul Yüksek
Öğretmen okulu ve edebiyat bölümünden mezun oldu. Kars'ta,Zonguldak'ta, Kabataş Erkek Lisesi'nde
ve İstanbul Eğitim Fakültesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. Kabataş Erkek Lisesi'ndeDemir Özlü, Hilmi
Yavuz gibi yazar ve şairlerin öğretmeni oldu.
İlk şiiri, lise öğrencisi olduğu yıllardaVarlık Dergisi'nde çıktı. O tarihten ölümüne kadar hep eserler verdi.
Şiirlerinde evler, aile, çevre, aşk, bunalım, hastalık, yalnızlık ve ölüm temalarını işledi. Eski ve yeni
kelimeleri ustaca şiirine yerleştirdi. Sağlam ve tutarlı bir şiir dünyası oldu.
Şiir kitapları dışında, düz yazılarını topladığı Bile/Yazdı adlı eseri de bulunmaktadır.Almancadan çeviriler
yapan Necatigil, radyo oyunları da yazmıştır. Bu alandaki çalışmalarını; Yıldızlara Bakmak (1965), Gece
Alevi (1967), Üç Turunçlar (1970),Pencere (1975) kitaplarında topladı.
Ailesi ölümünden sonra, Necatigil Şiir Ödülü'nü her yıl verilmek üzere oluşturdu. Ayrıca Kabataş Erkek
Lisesi 3 Fen-F sınıfına Behçet Necatigil Dersliği adı verildi.
Babasının işleri nedeniyle İstanbul’dan babasının memleketi Kastamonu’ya dönüş yaşandı. Orada
hastalandı şair ve yeniden İstanbul’a döndüler. 1931 yılında Kabataş Lisesi’ne orta ikinci sınıftan başladı
ve 1936'da okulun edebiyat bölümünden birincilikle mezun oldu.
İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nu 1940 yılında bitirdi. Kars Lisesi’nde başladığı edebiyat
öğretmenliğini, İstanbul Eğitim Enstitüsü’nde 1972 de emekli olarak sona erdirdi. 13 Aralık 1979 tarihinde
ölüm kapısını çalana kadar emeklilik günlerini evinde edebiyatla yoğunlaşarak, çalışarak geçirdi. Ölümle
dalga geçmesini de bilmişti şair:
"Uzayacağa benzer,
Tutuştuğumuz lades.
İşi gücü bırakıp
Mezarlığa nazır
Bir eve taşındım
Ölüm, sen beni aldatamazsın,
Aklımda!"
İlk şiiri 1935 yılında Varlık Dergisi’nde çıktı. Kastamonu’da edebiyat öğretmeni 1930 yılında Necatigil’in
okul defterine şu notu düşmüştü: "Yarının iyi bir kalemine sahipsin. Boş durma, oku!" O çocuk ileride "her
aşktan geriye kaç şiir kalır, ona bakalım!" diyerek aşkı şiirle sorgulayacak güçte bir şair olacaktır.
Yazın dünyasında çok çeşitli eserler verdi. Şiir başta olmak üzere, tiyatro oyunları, radyo tiyatroları yazdı.
“Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü” (1960) ve 220 Türk yazarından 750 roman, hikâye kitabı ve oyunun
konu özetlerini veren “Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü” (1979) gibi edebi bilim dünyasına eserler
kazandırdı. Çeviri çalışmalarını Almanca dilinden gerçekleştirdi. Birçok ödül aldı; birçok kitabı yayımlandı.
Beşiktaş Camgöz Sokağı'ndaki 22 numaralı ahşap evde yaşadı önce ailesiyle. Camgöz Sokağı'nın adı
artık "Behçet Necatigil Sokağı"dır. 1964 yılında yine Beşiktaş'ta, Nüzhetiye Caddesi üzerindeki Deniz
Apartmanı'nın bir dairesini satın alarak oraya taşındılar. Necatigil, ölümüne dek bu apartmanın 23
numaralı dairesinde yaşadı.

Bir yazıda kullanmak üzere ajandama bir not almışım: “Yazar önce odasından çıkar, sonra evinden, sonra
şehrinden, sonra ülkesinden; yazarken olgunlaşır, yoğunlaşır, esrir, yetkinleşir. Önce ülkesine döner,
sonra şehrine sonra evine, sonra odasına.” Bu söylem sanki Behçet Necatigil’i anlatıyor. Evine, odasına
dünyayı, evreni sığdıran bir şairdir o. Öğrencilik ve öğretmenlik yılları yani yaşamı eviyle okul arasında
geçti. Çok sınırlı sayıda dostu olan Behçet Necatigil’in odası Hilmi Yavuz’un deyişiyle dünyadan büyüktür.
Yalın ve dingin bir yaşamın içinde düşünsel ve dilsel fırtınalar vardır.
Necatigil kalabalıklara karışmayan özgün yaşamıyla varoluş felsefesinin biricik yaratıcı insan
tanımlamasına çok uygun bir yaşam sürdü. Şiire felsefeyi yedirdi ve felsefeyi şiirle aşabildi. Oryantalizmin
tuzaklarına kapılmadan Doğu ve Batı kültürünü ustalıkla harmanladı.
“Biz de gittik, önemli mi? Bizim de şiirlerimiz – Çevrildi. Batı dillerine. Bir batılı geçtiğim çizgilerden –
Geçmedikçe – Ne kadar anlar beni – Sirklerde zebra. Eğlencelik arar gibi – Okuyacaksa beni – Kalsın
istemem ondan gelecek – Hayır. Ben kendi yurttaşlarıma - Anlatamıyorsam derdimi – Kalsın - Kalsın daha
iyi!"
Şair bir sözcüğe, bir söyleme, bir dizeye birden fazla anlam yükleyerek ilk bakışta basit gibi duran şiirlerin
sihirbazıdır. O basit gibi duran şiirleri okumak çok keyif verir, derinine inmek için okuyucudan çaba ister
şiir;neredeyse bir Behçet Necatigil mihmandarına gereksinimi vardır okuyucunun. Onun şiirinde anlam
tek değildir. Yine öğrencileri olan Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu'nun hayatını anlatanKelebeğin
Rüyası adlı filmde hayatından bir kesit canlandırıldı.

k: wikipedia.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder