24 Mayıs 2014 Cumartesi

Tekirdağ'ın Tarihçesi



Etimoloji 

Tekirdağ, Bizans döneminde Βισανθη (Bisanthe) ve sonraları Ρωδοστο (Rodosto) adıyla anılmıştır. Kenti
ele geçiren Türkler, şehre önceleri Rodosçuk, 18. yüzyıldan itibaren de Tekfur Dağı demeye
başlamışlardır. Tekfur Ermeniceden alıntı bir sözcük olup Osmanlı Türkçesinde Hıristiyan hükümdarlara
verilen bir sandır. Aslı tagovar, anlamı ise taç taşıyandır. Cumhuriyetin ilanından sonra tekfur sözcüğü
atılarak yerine sesçe benzeşen tekir getirilmiştir.
Eski yaygın tarihi kabul, Tekirdağ'ı bir Yunan kolonisi olarak kurulduğunu kabul eder. Sisam
Adasından gelen kolonicilerin ilk olarak kurduğu şehir "Bisanthe"adıyla bilinir. Bu ad ile bizans kelimesi
arasındaki benzerlik dikkat çekicidir. Bu isim kent, Trak kökenli Odris Krallığı yönetimi altına girdiğinde de
kullanılmıştır. Bu görüşü kabul edenler Roma İmparatorluğu döneminde şehrin "Rhaedestos" olarak
yeniden adlandırıldığını öne sürer. Fakat Bisanthe şehrinin, Tekirdağ merkezde değil, merkeze
bağlı Barbaros beldesinde olduğunu savunan yeni görüşlerde vardır.
 Pliny adıylada bilinen Romalı
tarihçi Gaius Plinius Secundus, Bisanthe şehrinden ve bu şehirden ayrı "Resisto" adında başka bir
şehirden söz eder.
Bu doğrultuda Bisanthe ismini değil de Resisto/Resisthon adı Tekirdağ'ın bilinen
ilk ismi olarak kabul edilebilinir.
Önceleri Roma kökenli Rhaedestos ismi ile anılan şehir, Doğu Roma İmparatorluğudönemine denk
gelen Ortaçağ boyunca bu isimde gelen "Rodosto" adı ile bilinir.Osmanlılarda şehri ilk aldıklarında yine
bu ismimden türetilmiş "Rodosçuk" ismini kullanır. Ama daha sonra şehir "Tekfurdağı" ismi ile
anılmış, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında ise kentin güneybatısında yer alan Tekir Dağıvesilesiyle
şehrin adı "Tekirdağ" olarak resmileştirilmiştir.

Tarihçe 

Tekirdağ'da insan yerleşimi ile ilgili en eski kalıntılara Karansıllı köyü dolaylarındakiYatak, Kuştepe
ve Malkara yakınlarındaki Balıtepe adlı buluntu yerlerinde rastlanmıştır. Bunlar Alt Paleolitik Çağ'a ait
aletlerin bulunduğu açıkhava buluntu yerleridir. Tipolojik olarak bir milyon yıl ile 250 bin yıl önceleri
arasına tarihlenebilirler. Tekirdağ'ın hemen doğusunda bulunan Menekşe
Çatağı iseKalkolitik Çağ'dan Helenistik Dönem'e kadar yerleşilmiş bir buluntu yeridir.
Tekirdağ'ın eski tarihi Trakya'daki diğer illere paralellik gösterir; ilk olarak Traklar tarafından iskan edilen
bölge, Makedon, Pers, Roma ve Bizans egemenliğinin ardından 1357'de I. Murat tarafından fethedilerek
Osmanlı topraklarına katılmıştır. 1703 yılında Avusturya İmparatorluğu'na karşı bağımsızlık mücadelesi
veren asi Macar prensi Rakoczi'ye de ev sahipliği yapmış olan Tekirdağ, Osmanlı döneminin sonlarında
Edirne vilayetine bağlı bir sancak merkezi idi. 93 Harbi'nde (1878) Rus, Balkan Harbi'nde (1912) Bulgar
ve I. Dünya Savaşı'ndan sonra (1920-1922) Yunan işgali yaşayan il, Kurtuluş Savaşı ile gelen zaferin
ardından 13 Kasım 1922 tarihinde kalıcı olarak Türk topraklarına katıldı.

Antik Dönem 

Tekirdağ'ın bu dönemine ait buluntular çeşitliTrak tümülüsleri ile Bisanthe ve Heraion Teikhos antik
kentleridir. Dönem boyunca bölgede Trak boyları ve Marmara kıyılarındaYunan koloniciler etkili olmuştur.
Bölgedeki (yalnızca Tekirdağ merkez) tümülüsler şunlardır;

k: wikipedia.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder