Geçmişten bugüne bakıldığında bulunan icatlar insanoğlunun yaşamını
kolaylaştırarak hayatı daha kolay kılmayı başarmıştır. Böyle bir
fonksiyonu olan icatların en önemlilerinden birisi ise hiç şüphesiz
elektriktir. Günümüzde çalışan neredeyse her şeyin elektrikle çalıştığı düşünüldüğünde, bu durumun ne kadar doğru olduğu ortaya çıkacaktır.
Tarihte elektrik
enerjisi keşfedildikten sonra, bu enerji türünü üretebilmek için çok
farklı yöntemler kullanılmıştır. Bu yöntemlerden en fazla kullanılanı
ise, barajlardır. Akarsuların elektrik üretimi için kullanılması
gerekliliği fikri, 20.yüzyılın hemen başlarında ortaya atılmış ve bu
fikir dünya çapında uygulanır olmuştur. Barajlar, hidroelektrik
santrallerin içerisinde en önemli ve en yaygın bir biçimde kullanılan
tesislerdir. Genel olarak bakıldığında barajlar 4 ana bölümden oluşur.
Bu bölümler, barajın yapısı, elektrik hattı, jeneratör ve türbindir. Baraj kurulması için öncelikle akarsu
önüne bir setin çekilmesi gereklidir. Çekilen set sayesinde akan su
birikir ve yükselir. Bu sayede, akarsuyun suları akarsu yatağı boyunca
hareket edemez ve sular baraj alanında birikerek yükselmiş olur.
Barajların bulunduğu bölgelerde baraj gölünün oluşmasına da
neden olmaktadır.Çünkü, barajların kurulumu her zaman akarsuların
yatakları üstüne olur ve su geçişi böylece engellenir. Su birikir ve göl
meydana gelir. Yani her baraj aslında bir baraj gölünü ifade eder.
Barajlarda yer alan duvarların göle bakan kısmında delikler
bulunmaktadır. Bu delikler duvarda alt kısımdan başlar ve yukarıya doğru
da devam eder. Bu deliklerin kullanım amacı ise, istendiği takdirde
suların diğer tarafa geçişinin sağlanmasıdır.
Bu durum, aynı zamanda gölün seviyesinin de azalmasına neden olur. Su
geçişini sağlayan bu delikler açılır ve kapanır şekildedir. Bu
deliklerin yapılış amacı ise, göl seviyesini azaltmada kullanmak
değildir. Deliklerin yapılma amacı, suyun karşı tarafa geçişi sırasında
suyun türbinin pervanelerini döndürmesi ve bu yolla elektrik enerjisinin
üretilmesidir. Barajlarda bulunan bu kapaklar her zaman elektrik üretme
amacıyla açılmaz. Eğer barak gölünün su seviyesi tehlikeli durumlara
gelirse kapaklar açılır ve su seviyesinin düşmesi sağlanır.
Barajlarda bulunan türbinler, tonlarca ağırlıktadır. Türbin ise, akışkan
bir şeyin enerjisini işe çevirmede kullanılan alete denmektedir.
Tonlarca ağırlıkta olan bu türbinler, su kanalları açılınca aşağıya
doğru akmakta olan suların etkisiyle dönmeye başlar. Bu dönme,
barajlarda elektrik enerjisinin üretilmesini sağlayan etkendir. Aşağıya
doğru salıverilen suyun muhteşem kuvveti, tonlarca ağırlıktaki bu
türbinleri döndürerek enerji üretilmiş olur. Türbinlerin fonksiyonu
incelendiğinde, bu alete barajların yel değirmeni yakıştırması da
yapılmaktadır. Arada bulunan fark ise, birisi suyu kullanarak enerji
üretirken, diğeri ise rüzgar sayesinde elektrik üretir.
Her iki kullanımda da çalışma prensipleri aynıdır. Baraj gölünde
birikmiş olan su, potansiyel bir enerjiye sahiptir. Seviyenin
yükselmesi, paralel olarak potansiyel enerjinin de artmasına neden olur.
Baraj kapakları açılır ve biriken su duvarlardan aşağı doğru iner. Bu
inişte su, potansiyel enerjiden kinetik enerjiye dönüşmektedir.
Türbinlerin dönmeye başlamasıyla da, kinetik enerji mekanik enerjiye
dönüşmüş olur.
Ortaya çıkan mekanik enerji, şaft sayesinde jeneratöre bağlanmış olan
türbinin, jeneratörün içerisinde bulunan elektromıknatısları döndürme
işlemiyle birlikte elektrik enerjisine dönüşür. Barajlardan elektrik
üretiminin temel mantığı bu şekildedir.
k: www.bilgiustam.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder